Açkı : Derileri yumuşatmak, sırça yüzeyini düzeltmek ve parlatmak için kullanılan, kör bıçaklı dönen silindirleri olan bir alettir (Koyunlu 1986).
Ak deri : Üstüne yazı yazılabilecek şekilde ponza taşıyla özenle perdahlanmış ceylan, koyun ve keçi derisidir. Özellikle yazı yazmak ve resim yapmak için kullanılır (Koyunlu 1986).
Aksesuar : Detay ayrıntı anlamına gelen bu terim, tamamlayıcı objeler olarak kullanılan ev ve giyim eşyası üzerine, resim, yazı , toka, kapsül, pul, boncuk v.b. gibi süs malzemeleridir (Turani 1993).
Altlık : Eski hattatların sol dizlerini kıvırıp oturdukları minderde, sağ dizlerini dikerek yazı yazmak için kullandıkları, kaba kağıtların üstüste tutturulmasından oluşan ve her iki yüzden meşin veya ebru ile kaplanarak hazırlanan bir araçtır (Acar 1997).
Anavata : Pamuk veya iplikle alt dolgusu yapılıp üzeri renkli ipliklerle işlenen dival işlemedir (Markaloğlu 1996).
Arabesk : Birbirine geçmiş biçimlerden oluşan bezeme düzenine batılı ülkelerin verdiği addır. (Kılıçkıran 2002).
Aşurelik : Osmanlılarda özellikle muharrem ayında pişirilen ve ikram edilen sulu aşurenin konduğu kaplardır (Önder 1998).
Banjo : Deri kaplı düzleme oturtulmuş ve telleri tutan köprüsü bulunan telli bir çalgıdır (Koyunlu 1986).
Barutluk : Tüfek ve tabanca gibi ateşli silahları çalıştıran, barutu koymak için, çeşitli maden, kemik, ahşap, boynuz, deri, kumaş, kağıt ve fildişinden yapılan kaplardır (Çoruhlu 1991a).
Başmak : Daha çok kadınların giydiği yumuşak deriden yapılmış üzeri desenlerle süslü veya sırma işlemeli pabuçtur (Önder 1998).
Bazubend : İçinde yazılı nüsha (muska) veya kimlik nişanı, altın ve mücevher taşınan sahtiyan ve kumaştan yapılan muhafazadır (Koçu 1962).
Bezeme : Sanat eserlerinin yüzeyinin desen ve motiflerle süslemedir (Önder 1998).
Bitkisel Motifler : Süslemenin en yaygın kolu olup, zengin ayrıntılar halinde bulunan çiçek, ağaç, yaprak, yemiş ve meyve motiflerinin tümüdür (Akar ve Keskiner 1978).
Biye : İçine katlanarak, elbise, çanta v.b. gibi eşyaların uçlarına ve dış çevresine dikilen, genellikle sırçalı deriden yapılan ince şerit şeklindeki malzemedir (Toptaş 2000).
Bordür : Kapı ve pencere gibi mimari kısımların, panoların, halıların v.b. gibi şeylerin etrafını kuşatan çerçeve biçiminde, süslü ya da süssüz, düz ya da çıkıntılı, dar ve uzun parçalara verilen addır ( Turani 1993 ).
Boyunduruk : Çekme işlemi yapan hayvanların boynuna konan meşin kaplı takımdır (Koyunlu 1986).
Börk : Eskiden kullanılan, post veya keçeden yapılan bir çeşit başlıktır (Koyunlu 1986).
Celük : Bir tür ayakkabıdır (Akalın, v.d. 1993).
Ceylan Kağıdı : Kağıt olarak kullanılan ceylan derisidir. Topkapı, Vakıflar, Türk ve İslam eserleri, Süleymaniye kütüphanesinde ceylan derisinin üzerine yazılmış kuranlar, cüzler bulunmaktadır (Önder 1998).
Cilbent : Her tür resim ve kağıtları korumakta kullanılan, meşin, deri, kumaş ve mukavvadan yapılan kitap kabına benzer dosyadır(Önder 1998).
Cümbüş : Gövdesi bakır ya da alimunyum olan ve tellerin takıldığı köprünün dayandığı kısım titreşim yapan, gergin deriden telli sazdır (Koyunlu 1986).
Cüz Kesesi : Osmanlı devrinde okul çocuklarının boyunlarına astıkları içerisinde “Elif ba” adı verilen alfabe veya kuranın “Teba rele”, “Amme” gibi cüzlerin (fasıllarının) bulunduğu, deriden kumaştan yapılmış, sırma işlemeli kesedir (Önder 1998).
Çapula : Kaba deriden yapılan ve yazın giyilen sivri uçlu ayakkabıdır (Büngül 1939).
Çarık : Tek parça derinin topuğu kapatacak şekilde ayağa sarılması ve üst kısmından sırımlarla bağlanmasıyla oluşan, yumuşak deriden yapılan pabuçtur (Çoruhlu 1995).
Çarmuk : Türkmenlerin giydiği deriden uzun konçlu ayakkabıdır (Koyunlu 1986).
Çedik : / Çedik / Edik / Edük / : Eskiden kadınların mest gibi giydikleri sarı sahtiyan olan kısa bol konçlu içi ve dışı desenlerle süslü iç ayakkabıdır (Koyunlu 1986).
Çekme : Deriden büyük çizmelere verilen addır (Koyunlu 1986).
Çihar : Kitapların aşınmasını önlemek için kenarlarından deri geçirilerek, ortasının kumaş ya da ebru ile kaplandığı ciltdir (Koyunlu 1986).
Çizme : Koncu dize kadar veya dizden yukarı çıkan deri ayakkabıdır (Önder 1998).
Dabağ : / Dabbağ / Tabak / Sepici = Derileri debağlıyan kimseye verilen addır (Koyunlu 1986).
Dabağhane : Debbağhane / Tabakhane = Derilerin dabağlandığı yerdir (Koyunlu 1986).
Dabağlamak : Debbağlamak / Tabaklamak / Sepilemek = Derileri kimyasal ve fiziksel yöntemlerle işlemedir. (Koyunlu 1986).
Dağlama : Türk el sanatlarında özellikle ahşap işlerinde, yüzeyleri yakarak süslemedir. Çeşitli eşyaların yüzeyi perdahlandıktan sonra kalemle resim ve desenler çizilir (Önder 1998).
Darbuka : Ağzına deri geçirilmiş testiye benzeyen vurmalı çalgıdır (Büngül 1939).
Davul : Daire biçimindeki ağaç bir kasnağın iki tarafında deri geçirilmiş müzik aletidir (Önder 1998).
Debbe : Ağzı dar, dibi yuvarlak bakraçtır. Debbelerin çoğunda ağzının iki tarafından sarkan bir zincir vardır. İçerisine pekmez, sıvı yağ, aşure ve bal konduğu gibi su bakracı olarak da kullanılır (Önder 1998).
Def : Küçük çaplı ince bir ahşap çemberin tek tarafına gerilmiş deriden oluşan bir alettir. Bazılarında çembere tutturulmuş pul şeklinde çıngıraklar bulunur (Akbulut 1990).
Dereke : Örülmüş sepet üzerine gerilmiş deriden ya da postekiden yapılmış kalkandır (Koyunlu 1986).
Dimişki : Deri üzerine yapılmış bezemedir (Koyunlu 1986).
Dival : Kadife üzerine sırma ya da kılaptanla kabartma olarak yapılan iğne işidir. İşlenecek desenler mukavva veya deri üzerine çizilir. Bunlar kesilerek gergel veya kasnağa gerilen kadife üzerine yerleştirilir. Sırma veya kılaptan bu kalıpları örtecek şekilde işlenir (Önder 1998).
Dizgin : Bir ucu gemlerine bağlanarak hayvanları yönetmeye yarayan kayıştır (Koyunlu. 1986).
Dümbelek : Davulun çok küçüğü olan darbuka cinsinden bir vurmalı çalgıdır (Büngül 1939).
Edik : / Edük / Çedik : Mest ya da bir iç ayakkabı ile birlikte giyilen konçsuz, ökçesiz, burnu sivri ve hafif havaya kalkık sokak ayakkabısıdır (Çoruhlu 1995).
Ehli Hiref : Hiref, hirkef kelimesinin çoğulu olup sanatlar, meslekler anlamına gelir. Ehli- Hiref deyiminde sanat ehli, sanatlar anlamındadır. Osmanlı imparatorluğu döneminde Topkapı sarayında bir araya getirilen hemen her türlü üretim alanında en
deneyimli ve en yetenekli sanatçıların oluşturduğu devlete bağlı bir teşkilatdır (Çağman 1988).
Eyer : / Eğer = Binek hayvanlarının sırtına yerleştirilen, deriden yapılmış ve üstüne oturulan yerdir (Koyunlu 1998).
Finisaj : Derinin sırça veya süet kısmına özel etkiler verilerek veya görünümünü iyileştirmek için yapılan işlemlere verilen genel addır (Toptaş 2000).
Fişeklik : Fişeklik içinde fişek denilen ruloların tek tek muhafaza edildiği küçük silindirik kaplardır (Çoruhlu 1991b).
Fotin/Potin : Ayak bileğinin üstüne kadar örten uzun konçlu, kordonlu, düğmeli, lastikli gibi çeşitleri bulunan ayakkabıdır (Koyunlu 1986).
Galoş : 1. Kaloş/ Karik : Ayakkabıyı çamurdan korumak için giyilen yarım kunduradır ( Akalın, v.d. 1993 ). 2.Yumuşak deriden dikilen ve sırmalarla süslenen ökçeli kadın pabucudur (Önder 1998).
Gayda : Tulum ucuna takılmış nefesli sazdır (Koyunlu 1986).
Gem : Atı kontrol altında tutabilmek için, ağzına takılan demir araçtır (Ağakay 1974).
Gerdel : Köseleden yapılmış kovadır (Koyunlu 1986).
Getr : Daha çok süvarilerin kullandığı, alt bacağı koruyan, köseleden yapılmış, çizme boğazına benzer tokalarla tutturulmuş ayak giyimidir (Akalın, v.d. 1993).
Gocuk : İçi kürklü paltodur (Koyunlu 1986).
Göğüslük : Eskiden savunma silahı olarak kullanılan ve sadece göğüs kısmını örten meşinden yapılmış bir çeşit yelektir (Koyunlu 1986).
Gölge Oyunu : Bir ışık kaynağı ve önünde yarı saydam perdeden oluşan sahnede saydam veya yarı saydam kuklaların perde önü ya da arkasında çubuklarla oynatılması oyununa verilen addır (Anonim 1988).
Gön : / Kön: Hayvan derisine verilen addır (Akalın vd. 1993).
Grifon : Kartal başı, kanatları ve pençesi ile aslan vücudunun birleştirilmesinden meydana gelen hayali varlıktır (Turani 1993).
Guvaj : Arap zamkı ve ballı suyun ezilerek hamur haline getirilmesiyle elde edilen kapatıcı renklere dayanan sulu boya tekniğidir ( Turani 1993).
Hadde : Madenleri tel durumuna getirmek için kullanılan ve türlü çapta delikleri olan çelik araçtır (Ağakay 1974).
Hamaylı : / Hamail / Omuzdan bele çapraz olarak asılan muskadır (Önder 1998).
Hamut/Havut : Araba koşumunda hayvanların boynuna geçirilen meşindir (Yazıcı 1993).
Hayal : Deve derisinin yarı saydam tabaklandıktan sonra kesilerek şekillendirilen ve boyanan nesnelerin arkadan aydınlatarak sopalarla kumanda edilmesiyle oyanatılan oyundur (Koyunlu 1986).
Hayvansal motifler : Hayvanlardan ilham alınarak yapılan süslemelerdir. Bunlar hayal ürünü efsanevi, hayvan motifleri ve tabiat kaynaklı üsluplaştırılmış hayvan motifleridir (Birol ve Derman 1991).
Hiristo teyeli : Soldan sağa doğru yapılan, üstte ve altta birbirini çapraz kesen zikzaklar biçiminde görünen bir tür dikişdir (Markaloğlu 1996).
Histoloji : Canlıların dokularını inceleyen bilim dalı ve doku bilimidir (Ağakay 1974).
Hurç : Yük taşımak için meşinden ya da köşeli tutamakları meşinden, tümü branda bezinden, doldurulunca dikdörtgen prizma şeklinde olan bir tür sandıktır (Koyunlu 1986).
İrkip : Deri ve kösele dikişinde kullanılan iptir (Akalın vd. 1993).
Iskarpin : Bileği kapatmayan zarif ayakkabıdır (Koyunlu 1986).
Iskarta : Tespit edilmiş kaliteye göre değersiz post, ham deri veya derilerdir (Toptaş 2000).
Kaftan : Kadife ( Çatma-kemha ) gibi kalın kumaşlardan dikilen uzun etek ve genellikle kısa kollu, önü yırtmaçlı, kaytanlarla tutturulan üst giyimdir. Kaftanların en süslü ve değerli olanları padişah kaftanlarıdır. Osmanlı imparatorluğu döneminde padişahların çok kullandığı bu kaftanların bazıları kürk ve deriden yapılmıştır (Önder 1998).
Kakma : Maden, ahşap, cam , deri v.b. malzemeler üzerine açılan yivlerin ve yuvaların içine ya da zemine tel lehimleyerek elde edilen gözelere başka cins ve renkte bir malzeme doldurularak yapılan süslemedir (Erginsoy 1993).
Kalemdan : İki ucundan tuttup çekilen sandık şeklinde, deri, tahta ve gümüşten yapılmış kalem koymaya yarayan kutudur.(Özen 1987).
Kalkan : Ateşli silahların icadından önce savaşçıların kendilerini ok, gürz, kılıç, mızrak v.b. gibi saldırı silahlarına karşı korumak için sol kollarına taktıkları ve siper olarak kullandıkları yuvarlak veya köşeli biçimlerde demir, çelik, ahşap, bakır, deri, jüt v.b. gibi dayanıklı ve elastiki maddelerden yaptıkları korunma silahlarından biridir (Çoruhlu 1990).
Kalpak : Başa geçirilen silindir şeklindeki kürk şapkadır (Koyunlu 1986).
Kamçı : Hayvanları hızla yürümesi veya koşması için vurmak üzere uzunca bir sopanın ucuna bağlanan kaytandır (Koyunlu 1986).
Karagöz : Türk gölge oyununa verilen genel addır (Göktaş 1987).
Karçın : Yüzü, topuğu geçecek biçimde yapılmış önden bağlı, siyah renkli ve ince gönden yapılan taban astarsız ayakkabıdır (Güzelbey 1963).
Katıa : Kaatı : İnce ve zarif bir yazıyı en küçük bir işaretini bile bozmadan oyup çıkararak diğer bir kağıdın üzerine yapıştırıp yeni baştan bir levha oluşturma işlemine verilen addır. Oyulup çıkarılan kısma “erkek” ve oyuk kalan kısma da “dişi” denmektedir (Büngül 1939).
Kavelato : Derilerin et yağ ve keselerinden temizlenmesidir (Toptaş 2000).
Kaytan : Köseleden kare prizma ölçülerinde kesilmiş uzun sırımdır (Koyunlu 1986).
Kelik : Çocuklar için yapılan geleneksel el işi ayakkabılardır. Eskiden dört yaşına kadar çocukların giydiği bu tür, çocuk sandallarına benzeyen ve kendinden bağı bulunan biçimde yapılmaktaydı. Günümüzde yapılan türleri yemeniyi andırmaktadır (Kayabaşı ve Özdemir 2004).
Kılaptan : Sırma katılarak eğrilmiş ipliktir (Ağakay 1974). Bir başka deyişle de altından ya da gümüşten oldukça ince çekilmiş hadde teline ince bükülmüş ipek iplik katılarak yapılan ipliktir (Büngül 1939).
Kın : Kılıç, bıçak, hançer ve kama gibi silahların demir, deri, deri üzeri gümüş kaplı olmak üzere çeşitli biçimlerde yapılan kılıflarına verilen addır (Büngül 1939).
Kispet : Manda derisinden yapılan güreşçilerin giydiği kısa ve dar pantalonlara verilen
addır. Önü düşük arkası yüksek, paçaları deri bağcıklarla bağlanan sırımdan oluşmaktadır (Çakıroğlu 1987).
Kolaj : Yapıştırma resim olarak bilinmektedir. Gazete, afiş, etiket, fotoğraf gibi basılı malzemelerle ayna, kumaş gibi nesnelerin kesilip tuvale yapıştırılmasıdır. Bir başka deyişle bir resmin bünyesinde uygun olarak yapıştırılan çeşitli kağıt parçalarıdır (Anonim 1997).
Kös : Diğer bir adıyla “kus”, yarım küre biçimindeki bakır ya da ağaç bir gövdeyle, gövdenin üzerine gerilmiş deve derisinin meydana getirdiği büyük vurmalı çalgıdır (Akbulut 1990).
Kuburluk : Bel kemerine veya binek hayvanlarına vurulan eyerin iki yanına asılan tabanca taşımaya mahsus kalın kumaş veya deriden yapılmış kılıflardır. Üzerleri bazen gümüş kabartma olarak işlenmiş plaka ile kaplanmış, bazen de deri aplike ve sim işlemelerle süslenmiştir (Çoruhlu 1992).
Kütüklük : Kemer köprüleri ile bir kemere takılan ve içine fişekler konulan deri, maden ve kumaştan yapılmış muhafazalardır (Çoruhlu 1991b).
Lak : Vernik, cila ve organik çözücüler içerisinde çözücünün buharlaştırılması ile ve kimyasal değişikliklerle hemen hemen şeffaf sert esnek parlak bir koruyucu film oluşturan maddedir (Toptaş 2000).
Lake İşçiliği : “Lake işçiliği Hindistan ve Hindiçin’de yetişen bir cins akasya ağacında yaşayan “tachardia lacca“ adlı böceğin ağaç dallarında bıraktığı yapışkan özellikler taşıyan özsuyundan elde edilir. Belli işlemlerden geçirilen bu madde alkol içerisinde eritilir. İstenilen yüzeye sürüldüğü zamanda alkol uçar, geriye saydam ve parlak bir tabaka kalır (Aksoy 1994). Gerçek lak sıvısı, asit ve sıcağa karşı daynıklı ve tahta, dokuma, deri, kağıt v.b. gibi materyalleri koruyucudur. Yavaş kuruyan ve üzerinde uzun zaman çalışma imkanı veren bu madde ile ahşap, maden, deri cilt vb. gibi dallar da sanat eserleri yaratılmaktadır (Bodur 1985).
Lapçin : Tabanı ve sayası yumuşak cilalı deriden yapılmış, konçlu düğmesiz ve bağsız bir mest çeşididir (Çoruhlu 1995).
Mafraş : Göçlerde yatak ve şiltelerin taşınmasında, içine konulan meşin veya çadır bezinden yapılan koruyucudur (Züber 1971).
Mask : Genellikle insan yüzünden alçı ile alınmış kalıptır. Deriden yapılan masklar ıslatılarak elde şekil verilerek yapılır (Önder 1998).
Matara : Deri, maden ve seramikten yapılan su taşımaya yarayan kaptır (Önder 1998).
Mest : İnce deriden yapılmış iç ayakkabısıdır (Koyunlu 1986).
Miğfer : Savaşlarda başa giyilen deri ile kaplı ya da çelikten yapılmış başı korumaya yarayan zırhtır (Bilgütay 1996).
Motif : Süslemede bütünü oluşturan parçalardan her birine verilen addır (Turanı 1993).
Mumlu iplik : Boyandıktan sonra dayanıklığını artırmak için balmumu sürülmüş, keten ya da pamuklu ipliktir (Akalın vd 1993).
Murakkaa : Hattatların ayrı ayrı kağıtlarda yazarak körük gibi bir cilt içinde topladıkları yazı albümüdür (Önder 1998).
Nakkare-Kudüm : Üzeri deri gerili iki bakır kase ve iki sert değnekten oluşan çalgıya verilen addır Bir anlamda kösün minyatürü olan nakkarenin çeşitli boyları bulunmaktadır (Akbulut 1990).
Nalın/Takunya : Tablası yassı, tabanı ve ökçesi yüksek genellikle hamam ve banyoda giyilen yüksekçe tahta ayakkabıdır (Önder 1998).
Nihali : Sofrada, sahan, tabak, tencere gibi sıcak kapların altına konulan kumaş veya meşin altlıktır (Önder 1998).
Nişangah : Nişan alma ile ilgili olarak, üzerinde delik ve rakamlar bulunan içi pamuk ile doldurulmuş üzeri deri kaplı hedefliktir (Çoruhlu 1993).
Ökçe : Ayakkabının arkasını yükselterek esas tabanının yere daha iyi basmasını sağlamak için tabanın arka kenarına konulan parçadır (Akalın vd 1993).
Örs : Üzerinde maden dövülen, çelik yüzeyli madeni kütledir (Önder 1998).
Pabuç : Koncu olmayan, ökçesiz ayakkabı çeşididir (Koyunlu 1986).
Pafta : Eşyanın üzerine süs olarak dikilen oymalı, nakışlı, madeni (genellikle gümüş) pul ya da iri başlı çivilere verilen addır (Koçu 1962).
Pala : Ağzı enli hafif öne eğik, ortasına doğru genişleyen, ucu sivri, kalın kısa, ağır kılıçtır ( Önder 1998 ).
Palaska : Bir şey asmak için bele takılan deri kemerdir (Koyunlu 1986).
Papirus : Eski Mısır’da aynı adla kağıdı yapılan bir çeşit bitkidir (Önder 1998).
Parşömen : Koyun, keçi ve ceylan derilerinden yapılan, üzerine yazı yazmak, resim ve harita yapmak ve buna benzer işlerde kullanılmak üzere özel olarak hazırlanmış derilere verilen addır (Önder 1998).
Perdahlama : Basınç altında elde yuvarlak ağızlı parlatılmış bir camı derinin düzeyi boyunca çekerek deri yüzeyine parlak bir görünüm elde etmek için yapılan işleme verilen addır (Toptaş 2000).
Piklaj : Özellikle krom sepilemeye hazırlamak için veya derileri korumak için kullanılan sodyum klorur ve sülfirik asitten oluşan bir çözeltidir (Toptaş 2000).
Potin : Bot ve çizmeden daha kısa konçlu bir ayakkabı çeşitidir (Akalın vd 1993).
Rak : Üzerine yazı yazmak için ince özel tabakadan hazırlanmış deridir (Özen 1987).
Rumi : Hayvanların kanat, bacak ve bedenlerinin stilize edilmesi ile yapılan Türk süsleme biçimidir (Keskiner 1989).
Sadak : / Yay kılıfı: Genellikle deriden yapılmış, üzeri sim ve kumaşla bitkisel ve geometrik motiflerle süslenmiş yay kılıfıdır (Tekeli 1996).
Sahtiyan : Keçi derisinden elde edilen, tabaklanıp boyanmış, cilalanmış deridir (Akalın vd 1993).
Salamura : Zararlı etkilere karşı koruyacak bir şekilde derilerin krom şerbetine ya da tuza bırakılması işlemidir.(Toptaş 2000).
Sama : Önceleri kuş, tavuk ve köpek dışkılarından fakat şimdilerde genellikle sentetik olarak üretilen, kireç giderici ve proteolitik enzimler içeren bir preparat ile kılı ve kireci giderilmiş derinin muamele edilmesidir (Toptaş 2000).
Samalama : Deri içindeki alkalilerin temizlenmesidir (Koyunlu 1986).
Saraciye : Doğal deri, suni deri, çeşitli tekstil ve plastik gibi materyalleri kullanarak kemer, çanta, cüzdan, koşum takımları, eğer v.b. gibi ürünlerin imal etme sanatıdır (Matraş 2002).
Saraç : Saraciye işi yapan ve bezeyen zanaatkârdır (Kanbay 1993).
Saraçhane : Eğer, at takımları, araba koşumları yapılan satılan yer, çarşıdır (Koyunlu 1986).
Saracılık : Deri eğer, koşum, kemer, hurç yapmak ve satmak sanatıdır (Koyunlu 1986).
Sarma : Beyaz renkli iplik ve kılaptanla çeşitli dokuma ve deri üzerine yapılan kolay bir işleme çeşididir. Motifin bir tarafından batırılan iplikli iğne diğer tarafından çıkarılarak sarılır. Bu yüzden sarma adını almıştır (Berker 1971).
Saya : Ayakkabıların burun, arka yan parçalarını oluşturan astarsız veya astarlanarak dikilmiş olan kalıba şekil verebilecek yüzlük parçaların tümü, ayakkabının üst kısmıdır (Akalın, v.d. 1993).
Sembol : Bir şeyi tanıtan, temsil eden biçimdir. Hem işareti hem de imgenin gizli güçlerini biraraya getiren ve çok geniş içeriğe sahip şekillerdir (Ateş 2002).
Semer : Binek hayvanlarının sırtlarına yerleştirilen üzerine yük bağlanan ya da binilen iskeleti ağaçtan olan bir araçtır (Taner 1984).
Semercilik : Eyer ve at koşum takımları yapan kişidir (Aşan 1985).
Sepi : Kılı ve yünü giderilmiş ham deriyi bir sepi maddesiyle deriye dönüştürmek için yapılan sürece verilen genel addır (Toptaş 2000).
Sepici : Hammaddeyi her hangi bir yöntemle deriye dönüştüren kimse için kullanılan genel bir terimdir (Toptaş 2000).
Sepicilik : Sepici işi, tabaklıktır (Koyunlu 1986).
Sepileme : Ham deriyi işlemedir (Kanbay 1993).
Serhadlik : Şark kunduraları diye adlandırılan, inek veya keçi derisinden yapılan, yandan veya ortadan tokalanan tabanı ince bir ayakkabı çeşididir (Lecomte 1983).
Sfenks : Eski Mısırlıların mezarları bekleyeceklerine inandıkları insan başlı, aslan vücutlu varlık ya da insan başlı hayvan vücutlu heykeldir (Turani 1993).
Sırça : Kıl veya yün ve epidermisin uzaklaştırılması ile ortaya çıkan deri yüzeydir (Toptaş 2000).
Sırım : 1.İnce uzun kesilmiş deri şeritdir (Koyunlu 1986). 2. İşlenmemiş deridir (Züber 1977).
Sırma : Haddeden geçirilmiş altın, gümüş veya madensel ince tellerdir. İpek ipliklere sarılmış olanlara kılaptan adı verilir(Önder 1998).
Silahlık : Bele bağlanan, kat kat meşinden, enli kuşak veya kemerdir. Silahlıkta kama, hançer, bıçak gibi kesici aletler, tabanca, tütün tabakası, tesbih, saat v.b. eşyalar meşin katlarına yerleştirilir (Önder 1998).
Sim : İpek veya renkli pamuklu ipliğin üzerine ince yassı madeni teller sarılarak yapılan ve kumaş üzerine işlemede kullanılan sarı, gümüş renkli madeni ipliktir
(Eronç 1984).
Simurg : Halk arasında “zümrütü-anka” denilen efsanevi kuşun resmidir. Türk süslemesinde tabii ve stilize olarak yapılan bir tür motiftir (Önder 1998).
Sitilize : Hareketi kaybolmadan basitleştirilerek, tezyin ve şematik hale sokulmuş biçim ya da motif usluplaştırılmasına verilen addır (Birol ve Derman 1991).
Suzeni : Kasnak işi/ Zincir işi : Daha çok büyük parçalarda sofra örtüsü, divan, karyola yaygılarında uygulanan, ilmek içinden geçirilerek yapılan ve ilmeklerin uçları kapalı olan bir işleme tekniğidir (Berker 1971).
Sürre Kessesi : Para kesesidir. Eskiden Osmanlı padişahlarının her yıl Mekke ve Medine’ye gönderdikleri para ve armağanlara verilen addır (Ağakay 1974).
Şablon : İçi boş kağıttan ya da karton, mukkava v.b. malzemelerden kesilmiş kalıp patronun tersidir (Turani 1993).
Şamanizm : Eskiden Kuzey ve Orta Asya’da Türkler arasında doğaya tapma, doğa üstü ruhlara inanma temeline dayalı dindir (İnan 2000).
Şemse : Arapça’da güneş anlamına gelen “şems” kelimesinden gelmektedir. Güneş şeklinde süsleme motif demektir. Kitap kalıplarının, miklebin üstüne kabartma, sıcak-soğuk baskı, tarama, boyama yoluyla yapılan göbeklere ve tezyine, paftalara verilen addır (Özcan 1990).
Tabak : Dabag: Derileri tabaklayan kimsedir (Koyunlu 1986).
Tabakhane : Ham derinin işlendiği yerdir (Akalın vd 1993).
Tabaklama : Sepileme: Deri, post v.b. malzemeleri kullanılabilecek hale getirmek için uygulanan işlemlerin tümüdür (Akalın vd 1993).
Tanen : Deri işlemede kimyasal maddelere verilen isimdir (Kapucu 1995).
Terlik : İnce deriden bağsız ev ayakkabısıdır. (Akalın vd 1993).
Tıraşlamak : Derinin et tarafından ince parçalar keserek, derinin kalınlığını azaltmaya veya düzeltme işlemidir (Toptaş 2000).
Tirdan : Ok kuburu, sadak. Yay koymaya yarayan kap ve kılıflardır ( Tekeli 1996 ).
Tirkeş/Kubur/ : Ok kabı: Ok ve yay koymaya yarayan genellikle deriden yapılmış uzun ve silindirik formdaki kılıf ve kaplardır. (Çoruhlu 1993).
Tirşe : Eskiden kağıt yerine kullanılan ve üzerine yazı yazılan derilere ak deri veya tirşe adı verilmiştir. Ceylan, koyun ve keçi derisinden yapılan ve özel atölyelerde ince ve yumuşak olarak üretilen derilerdir (Özen 1987).
Tola : Kılı ve yünü giderilmiş, tabaklanmaya hazırlanmış koyun derisine verilen addır (Tekin 1993).
Trampet : İki tarafı deri gerilmiş İki çomakla çalınan vurmalı çalgıdır (Koyunlu 1986).
Tuluk/tulum : 1. hayvanın önü yarılmadan, olduğu gibi çıkarılmış derisi; yağ, su gibi sıvıları koymak için kullanılan kaplardır 2. Gayda adıyla da bilinen tulumdan gövdeli üflemeli çalgıdır (Ağakay 1974).
Üzengi : Eyerin iki yanında asılı, hayvana binerken ayakla üzerine basılan, tabanı düz, üzeri kulplu demir basamaktır (Önder 1998).
Üzengi kayışı : Üzengiyi eyere bağlamak için kullanılan uzun deri kayıştır
(Toptaş 2000).
Yatağan : Uzun, iki yanı keskin, kabzasından ucuna doğru hafif bir kavis çizen kılıçdır (Tekeli 1990).
Yemeni : Kısa kenarlı, kırmızı, sarı, siyah v.b. renkte sahtiyandan (keçi derisi) yapılan kaba pabuçtur (Koçu 1962).
Yular : Hayvan geminden ellere uzanan kayıştır (Koyunlu 1986).
Zenne : Bayan ayakkabısıdır (Kapucu 1995).
Zerdüz : Yüzde sim ve ipek, terste sadece ipek görünen, kumaşın yüzünde sık sık yan yana getirilmiş sırma veya sürün üzerinden ipek ipliklerle tutturulmasıyla elde edilen işleme türüdür (Markaloğlu 1996).
Zırh : Savaşlarda, ok, mızrak ve kılıç darbelerinden korunmak için giyilen demir ve tel levhalardan yapılmış gömlek, miğfer, kolçak, dizlik, boyun, pabuç ve kalkan takımı v.b. gibi savunma silahıdır (Önder 1998)