Dericilik ilk çağlardan itibaren insanların doğa şartlarından koruma, örtünme ve barınma ihtiyacıyla ortaya çıkmıştır. İnsanlar avladıkları hayvanların derilerini ilk dönemlerde doğal olarak kullanmaya başlamışlardır. Hayvansal derinin çabuk bozulması ve kuruduktan sonra sertleşmesini nedeniyle zaman içerisinde deri işleme yöntemleri keşfedilmiştir (Özdemir ve Kayabaşı, 2007: 23). Dericiliğin ilk kez nerede ve ne zaman başladığı kesin olarak bilinmese de insanlık tarihi kadar eski olduğu söylenebilir. Paleotik ve Mezolitik devirlerde kabaca işlenen deri, Neolatik devirde yerleşik hayata geçilince, hayvanların evcilleştirilmesi sonucunda bilinçli olarak işlenmeye başlamıştır (Yıldız, 1993: 1). Tarihin en eski deri örnekleri; mağara duvarlarındaki resimlerde, kabartmalarda ve heykellerde görülmektedir (Özdemir ve Kayabaşı, 2007: 23). Derinin Çin, Sümer, Asur, Mısır, Yunan ve Eti medeniyetlerinde önemli yeri olmuştur. O devirlerden kalma birçok eserlerde dericiliğe ait resim ve yazılar bulunmaktadır. Hatta Musa peygamber zamanında boyanmış deri yapıldığını bu eserler yazmaktadır (Anonim, 1958: 1). Dericilik tarihine dair yazılmış eserlerde, dericilik sanatının asıl kökeninin doğu olduğu ancak sonra yavaş yavaş batı medeni şehirlerine geçerek endüstrileştiği belirtilmektedir (Öncü, 1949: 18). 18. yüzyıla kadar rakipsiz olarak yakın ve orta doğunun elinde olan dericilik, 1793 Fransız İhtilalinden sonra sekteye uğramıştır. O dönemde Fransız deri sanayi Türkiye (Osmanlı) derileriyle rekabet edebilmek Türkiye’de imal edilen deri formüllerini elde etmeye çalışmıştır (Anonim, 1958: 2). Derinin Anadolu’da önemli bir sanat kolu olduğunu gösteren, pek çok bilgi vardır. Dünya yazıt tarihinde Papirüs’ten sonra en meşhur yazı yazma aracı olan parşömen derisi ilk kez Bergama’da üretilmiştir. Bu nedenle birçok literatürde “Bergama Derisi” olarak geçmektedir. 1872 yılında II Mahmut tarafından ihtiyaçları karşılamak üzere Beykoz Deri fabrikası kurulmuştur. Beykoz Deri fabrikası Türkiye’de çağdaş yöntemlerle çalışan ilk deri fabrikası olmuştur (Gökçesu, 2002: 14).

 

KAYNAK: ELSANDER

SOSYAL BİLİMLER ARAŞTIRMALARI I   2021

Yasemin KOPARAN * - Ayşegül PARALI ** - Hatice HARMANKAYA ***

DETAYLI BİLGİYE AŞAĞIDAKİ LİNKTEKİ DOSYADAN ULAŞABİLİRSİNİZ.