Yaratıcılık, olmayan bir olgunun farklı yollar denenerek ortaya çıkarılma biçimidir. Yaratma süreci hayal gücünün zihinle birleşmesi sonucunda oluşan bir beceridir. Yaratıcı düşünme insanın doğası gereği koşullara bağlı olarak sürekli değişim gösteren bir eylemdir. Yaratma süreçleri zaman ve metota dayalı kavramlarda değişiklik göstermektedir. Bu kavramlar sonucunda ortaya değerli bir olgu ortaya çıkmaktadır. Tarihi belgelere ve tarihsel süreçlere bakıldığında insan yaratıcılığının etkileri yaşanılan savaşlar, doğal afetler ve teknolojik gelişmelerde üst düzeylerde gözlenmiştir. Yaratıcılık ve yaratıcı düşünmenin birlikte hareket ettiği yenilik olgusu her dönemde değişim odaklı hedefler ileri sürerek tarihsel süreçlere damgasını vurmuştur.

    Yaratıcılık ve yaratıcı düşünme, tarihin her dönemimde toplumların ilgi ve dikkatini çekmiştir. Toplumlar uzun yıllar boyunca “yaratıcı düşünme” eylemini sadece doğuştan üstün yetenekli ve dâhi insanlara özgü entelektüel bir süreç veya ürün olarak görmüşlerdir. 20. Yüzyılın ikinci yarısından sonra yaratıcı düşünme üzerinde yoğunlaşan bilimsel araştırmalar bu tabunun yıkılmasını sağlayarak her insanın az veya çok yaratıcılık becerilerine sahip olduğunu ortaya koymuştur (Yeşilyurt, 2020:3876; Arıoğlu, 1999).

 

KAYNAK: ELSANDER

SOSYAL BİLİMLER ARAŞTIRMALARI I   2021

Emine NAS* - Mitat KANDEMİR**

DETAYLI BİLGİYE AŞAĞIDAKİ LİNKTEKİ DOSYADAN ULAŞABİLİRSİNİZ.